arahanlılar, 840-
Karahanlılar Devleti,
...Tümünü okumak için linke tıklayınız.
10. yüzyılda topluca
İslâmiyeti kabulü, netice itibariyle tarihteki birçok hâdiseye yön vermesi
bakımından çok önemlidir.
Müslüman olunca Abdülkerim adını alan
Baytaş'tan sonra, oğlu ebü'l-Hasan Ali hüükümdar oldu. Bu dönemde devletin batı kısmını kardeşi Buğra Han Harun idare ediyordu. Buğra Han, 990 yılında İsbicâb'ı zaptedip, 992 senesinde Sâmânîlerin merkezi Buhara'ya girdi. Böylece Horasan ve
Ahmed Han zamanında, Sâmânîler ve onlara bağlı devletçiklerle Karahanlı münasebetini, devletin batı kısmını idare eden İlig Han ünvanlı Nâsır bin Ali sağlıyordu. Özkent'te oturan Nâsır, 996 senesinde Sâmânî kumandanlarından Fâik'in teşvikiyle bu ülke topraklarına sefer düzenledi. Fakat Gazne hâkimi Sebüktekin'in aracılığı ile bu iki devlet, antlaşma yaptı. Bu antlaşmaya göre Sâmânîler, Seyhun sahasını
Ahmed Arslan Han, Ortak Kağan Yusuf Kadır Han ve Ali Tigin ile birlik olup, hânedanlık kavgasına son vermek için harekete geçti. Ali Tigin, Mensur'a esir düştü. Yedisu bölgesine yapılan düşman karşı, hasta yatağında mücadele eden Arslan Han, Balasagun'a sekiz günlük mesafede, yüz bin çadırdan fazla gayrimüslim göçebeyi mağlup etti. Tufan'a kadar takip ederek ülkesini korudu. Ahmed Han, bu seferden dönüşünde 1017'de vefat etti.
Ahmed Han'dan sonra büyük kağan olan Mensur Arslan Han ise, 1024 senesinde kendi isteği ile saltanatı Yusuf Kadır Han'a bıraktı. Bu sırada Selçuklular'dan yardım alan Ali Tigin, Buhara'yı zaptetti. Yusuf Kadır Han'a karşı, kardeşleri Ahmed ve Ali birleştiler. II. Ahmed, kendisini 1014'te Muizüddevle lâkabıyla büyük kağan ilan etti. Kardeşi Ali ise, Arslan İlig oldu. II. Ahmed Arslan Han; Balasagun, Hocend, Ahsikas, Fergana ve Özkent'e hâkim oldu. Yusuf Kadır Han, Gazneli Mahmud ile görüştü. İki Müslüman Türk devleti arasında dostluk bağları, evlenme yoluyla da kuvvetlendirildi. Bu görüşmede, Karahanlıları ilgilendiren meselelerin yanısıra, Arslan bin Selçuk ve emrindeki Oğuzların da Horasan'a nakledilmesi hususunda karara vardılar. Sultan Mahmud, bir fırsatını bulup, Arslan bin Selçuk'u yakalattı ve Hindistan'da Kalincâr kalesine hapsettirdi. Bu sırada Ali Tigin, bozkırlara kaçtı ve Mahmud'un ülkesine dönmesi üzerine tekrar Buhara ve Semerkand'a hâkim oldu. Yusuf Kadır Han'ın 1032 yılında vefatıyla, oğulları Süleyman, Arslan Han; Muhammed de Buğra Han ünvanlarıyla devletin idaresini ele aldılar. Bu sırada Ali Tigin de Mâverâünnehir'de kendisini Tavgaç Kara Buğra Hakan ilan etti.
Karahanlı hânedanı arasında kıyasıya devam eden mücadele sonucunda, 1042 yılında ülke kesin olarak ikiye ayrıldı. Nâsır bin Ali'nin oğullarından Muhammed Arslan, Kara Hakanlık mevkiinde Büyük Kağan ve İbrahim de Tavgaç Buğra Kara Hakan ünvanını alarak, Batı Karahanlılar devletini meydana getirdiler. Yusuf Kadır Han'ın oğulları da, Doğu Karahanlı devletini idare ettiler.
840 yılı olayları, ölümler, doğumlar ve diğer
önemli gelişmeler
...Tümünü okumak için linke tıklayınız.
1212 tarihleri arasında,
...Tümünü okumak için linke tıklayınız.
1212 yılı olayları, ölümler, doğumlar ve
diğer önemli gelişmeler
...Tümünü okumak için linke tıklayınız.
Türkistan ve
...Tümünü okumak için linke tıklayınız.
Türkistan Asya kıtasında Türklerin
yurdu manasına gelen büyük bir ülke. Tabii coğrafyası, etnoğrafik ve tarihi
manasıyla Türkistan’ın hudutları şöyledir: Güneyden Gürgan Nehri, Horasan
Dağları, Kopet Dağı, Kuhi Baba, Mezdûran, Tapcak ve Ak Dağları, Hindukuş
Sırtları, Mustag-Kuenker Sıradağları; doğudan, Doğu Türkistan’ın doğu hudutları,
Sucav civarında 98°50’ kuzey paraleli, 40°50’ doğu meridyeni noktası; kuzeyden
Cungarya ve Kazakistan’ın kuzey hudutlarını meydana getiren İrtiş Havzası
v
...Tümünü okumak için linke tıklayınız.
Maveraünnehir'de hâkimiyet kuran ilk
Müslüman Türk devleti.
...Tümünü okumak için linke tıklayınız.
Maveraünehir, Amu Derya (Ceyhun), Sird Derya
(Seyhun) nehirleri arasında kalan ünlü Türk ülkesi. Bu tarihi belde bugün,
Özbekistan, Kalpakistan'ın bir bölümü ile; Tacikistan, Kırgızistan'ın güney
kısmını; Kızılkum Çölü ile Kazakistan'ın bir kısmını içine almaktadır. 660.000
km2 y??zölçümü vardır. Bölgede, çoğunluğunu Türklerin teşkil ettiği 16 milyon
insan yaşamaktadır.
...Tümünü okumak için linke tıklayınız.
Karluk,
...Tümünü okumak için linke tıklayınız.
Yakut ve Çuvaş lehçelerinin dışında kalan ana
Türkçenin modern zamanlardaki şiveleri üç gruba ayrılır ki biri de Karluk
grubudur. (diğer iki grup Oğuz ve Kıpçak gruplarıdır.) Karluk gurubunu Özbekçe
ve modern Uygurca teşkil eder.
...Tümünü okumak için linke tıklayınız.
Çiğil,
...Tümünü okumak için linke tıklayınız.
Çiğil veya Çiyil (Çince: 炽俟 veya 熾俟,
Chí¬qí), 7.yüzyıldan beri Issık gölü etrafında oturan, Çin'li
tarihçilerin yazdıklarına göre "altı Chu(Çu) boyu"'na ait olan iki
boy'dan veya Chumuhun, Chuyue ve Chumi boyları olabilirler,
Çiğiller dine aşırı düşgünlükleri ile tanınırlar. İlk gelen bilgilere göre
Çiğiller Mani dini, sonraki kaynaklara göre Nestorian Hıristanlığın tesiri
altında kalmışlardır.
...Tümünü okumak için linke tıklayınız.
Yağma ve diğer Türk boylarından meydana gelen
Karahanlılar Devleti, devrin İslâm kaynaklarında El-Hâkaniye, El-Hâniye, Âl-i
Afrasiyab; başka eserlerde de, Alp-ilig Hanlar, Arslan-Buğra Hanlar unvanlarıyla
anılır. Karahanlılar tabiri, batılı şarkiyatlar tarafından, bu sülâlenin kara
ünvanını çok kullanmaları sebebiyle verilmiştir. "Kara",
...Tümünü okumak için linke tıklayınız.
Yağma (Çince: æ ·ç£¨/樣磨, pinyin:
Yí ngmó), Ortaçağ'daki bir Türk boyudur, bu boy günümüz Uygurlar'ın ve
Özbekler'in atalarıdır. Bu boy bir kolu olan ve Üç Oğuzlar denilen birlik,
Yağma, Karluk ve Çiğil boylarından oluşmuştur. 7. yüzyıldan itibaren
Karahanlılar dönemi boyunca Yağma boyu Müslüman Araplar ve Çinliler tarafından
kuvvetli ve kudretli politikli yaratıklar olarak Tarım Havzası, Cungarya havzası
(kuzeybatı Çin'i ve batı Moğolistanı içine
...Tümünü okumak için linke tıklayınız.
Türkçe'de, kuzey yönünü işaret
etmesinin yanında, büyüklük ve yükseklik de ifade eder....Tümünü okumak için linke tıklayınız.
Türkçe, diğer Türk dilleriyle birlikte
Altay dil ailesinin bir kolunu oluşturur. Bu ailenin diğer üyeleri Moğolca,
Mançu-Tunguzca ve Korecedir. Japoncanın Altay dil ailesinin bir üyesi olup
olmadığı konusu tartışılmaktadır.
...Tümünü okumak için linke tıklayınız.
840 senesinde
...Tümünü okumak için linke tıklayınız.
840 yılı olayları, ölümler, doğumlar ve
diğer önemli gelişmeler
...Tümünü okumak için linke tıklayınız.
Uygur Devletinin,
...Tümünü okumak için linke tıklayınız.
Çin kaynaklarında Hoei-ho, Vei-ho, Hui-ho, Hueu-hu,
Wei-wu vb. şekilde görülen Uygur adının anlamı 974'te yazılan Çince bir eserde
"şahin süratiyle dolaşan ve hücum eden" şeklinde
açıklanmaktadır.
...Tümünü okumak için linke tıklayınız.
Kırgızlar tarafından yıkılmasıyla,
...Tümünü okumak için linke tıklayınız.
Kırgızlar Orta Asya’daki Türk
boylarından. Güney Sibirya’da yaşayan kuzeyli Türk grubundan. Yenisey Irmağı
boyunda medeni bir hayat sürdüler. Milat’tan sonra birinci yüzyılda Hun Devleti
tabiyetine girdiler. Hunların dağılmasından sonra Kırgızlar, Hakas Devletini
kurdular.
...Tümünü okumak için linke tıklayınız.
Orta Asya bozkırlarında, Bilge Kül Kadır Han
tarafından kuruldu. Kadır Han, Mâveraünnehir'i almak isteyen Sâmânîler Devleti
ile mücadele etti. Karahanlılar'ın başlangıç dönemi, ilmî yönden pek açık
değildir. Kadır Han'dan sonra, iki oğlundan Bazır Arslan Han, Balasagun'da Büyük
Kağan olarak, kardeşi Oğulçak Kadır Han ise, Ortak Kağan olarak Taraz'da devleti
idare ettiler. Oğulçak Kadır Han, Sâmânî hükümdarı İsmail bin Ahmed ile devamlı
mücadele etti. Sâmânîler, 883 yılında Taraz'da devleti ele geçirince, Oğulçak,
Kaşgar'ı merkez yapıp, Sâmânî hakimiyetindeki bölgelere akınlara başladı. Bu
akınlar sırasında Oğulçak Kadır Han'ın yeğeni Satuk, Karahanlılar'a sığınan, Ebu
Nâsır adlı Sâmânî şehzadesi ve Müslüman din adamları ile tanışarak İslâm dînini
kabul etti....Tümünü okumak için linke tıklayınız.
Kazakistan, Özbekistan, Kırgızistan,
Türkmenistan, Tacikistan, Afganistan, Çin'in bir kısmı (Doğu Türkistan), Rusya
ve Pakistan'ın bir kısmından oluşan bölge ve bölgeyi tanımlamak için kullanılan
coğrafi terim.
...Tümünü okumak için linke tıklayınız.
8. yüzyılda Müslümanlarla tanışıp, içlerinden
kısmen bu dini kabul edenlerin bulunduğu Türklerin
...Tümünü okumak için linke tıklayınız.
...Tümünü okumak için linke tıklayınız.
Müslüman olunca Abdülkerim adını alan
10. yüzyıl olayları, ölümler, doğumlar ve
diğer önemli gelişmeler
...Tümünü okumak için linke tıklayınız.
Satuk Buğra Han, doğudaki
amcasına karşı mücadelesinde, Müslüman gönüllülerden de faydalandı. Abdülkerim
Satuk Buğra Han, 995 senesinde vefat edince Artuç'a defnedildi. Yerine oğlu Musa
hükümdar oldu. Onun çok kısa sürdüğü anlaşılan saltanatından sonra hükümdar olan
kardeşi Baytaş Arslan Han, doğu kağanı Arslan Han'ı mağlup ederek, sülalenin bu
kolunu ortadan kaldırdı ve bütün Karahanlıları birleştirdi. Baytaş Arslan Han,
Karahanlı ülkesinde İslâmiyetin yayılması faaliyetlerini tamamlayınca, komşu
Türk boylarnı İslâma daveti kendisine gaye edindi....Tümünü okumak için linke tıklayınız.
Baytaş'tan sonra, oğlu ebü'l-Hasan Ali hüükümdar oldu. Bu dönemde devletin batı kısmını kardeşi Buğra Han Harun idare ediyordu. Buğra Han, 990 yılında İsbicâb'ı zaptedip, 992 senesinde Sâmânîlerin merkezi Buhara'ya girdi. Böylece Horasan ve
Abdülkerim Satuk Buğra Han İlk
Müslüman-Türk hükümdarı. Doğum tarihi kesin olarak bilinmemektedir. Babası
Karahanlı hükümdar ailesinden Bezir Han idi. Babasının ölümü üzerine amcası ve
üvey babası Oğulcak Kadır Hanın himayesinde büyüdü. Satuk Buğra on iki
yaşlarında iken Maveraünnehr ve Horasan bölgesine hakim olan Müslüman Samanlı
Devleti şehzadeleri arasında anlaşmazlık çıktı. Bunlardan Nasır bin Ahmed,
Oğulcak Kadır Hanın ülkesine sığındı.
...Tümünü okumak için linke tıklayınız.
Mâverâünehir,
Karahanlıların eline geçti. Şihâbüddevle ve Zâhirüdda'vâ gibi İslâmî ünvanlar
kullanan Buğra Han,
...Tümünü okumak için linke tıklayınız.
Amu Derya ile Siri Derya arasında kalan ünlü
tarihî Türk ülkesi. Bugün buralarda on milyona yakın Türk yaşar.
Maveraünehir...
...Tümünü okumak için linke tıklayınız.
Kaşgar'a dönerken 996 yılında vefat etti. Yerine
Ahmed bin Ali geçti. Halîfe tarafından tanınan ilk Karahanlı hükümdarı Ahmed
Han'dır....Tümünü okumak için linke tıklayınız.
Ahmed Han zamanında, Sâmânîler ve onlara bağlı devletçiklerle Karahanlı münasebetini, devletin batı kısmını idare eden İlig Han ünvanlı Nâsır bin Ali sağlıyordu. Özkent'te oturan Nâsır, 996 senesinde Sâmânî kumandanlarından Fâik'in teşvikiyle bu ülke topraklarına sefer düzenledi. Fakat Gazne hâkimi Sebüktekin'in aracılığı ile bu iki devlet, antlaşma yaptı. Bu antlaşmaya göre Sâmânîler, Seyhun sahasını
Kaşgar, (Uygurca قەشقەر Çince 喀什) Sincan
Uygur Özerk Bölgesi'nin batısında yer alan tarihi bir şehir.
...Tümünü okumak için linke tıklayınız.
Katvan çölüne kadar
Karahanlılara bırakıyor, Fâik de Semerkant valisi oluyordu. Nâsır, 999 senesinde
Buhara'yı zaptederek, Sâmânî hânedanı mensuplarını Özkent'e götürdü. Nâsır Han,
Gazneli Mahmud ile anlaşınca, Ceyhun
nehri iki devlet arasında sınır kesildi. Ayrıca Mahmud Han, aralarındaki
dostluğu güçlendirmek için Nâsır'ın kızı ile evlendi. Nâsır, Sâmânîlerin bütün
mirasına konmak ve Horasan'ı ele geçirmek istiyordu. Bu yüzden Gazneli Mahmud'un
Hindistan seferinden faydalanarak iki koldan Horasan'a girdi ise de yenildi.
Hânedan mensubu Hotan Hâkimi Yusuf Kadır Han'dan yardımcı kuvvet alıp,
Gaznelilere karşı yeniden askerî harekâta geçti. 1006 senesi Ocak ayının
beşinde, Sultan Mahmud'a mağlup oldu. Bu başarısızlık, Karahanlılar arasında
aile kavgalarına yol açtı. Nâsır, bağımsızlığını ilan etmek istedi. Nâsır'a
karşı, Büyük Kağan Ahmed Han, Gazneli Mahmud'a başvurduysa da, Nâsır bin Ali
1013 yılında vefat etti. Yerine, Arslan İlig ünvanıyla, kardeşi Mensur bin Ali
geçti. Büyük Kağan Ahmed Arslan Han'ın hastalığında kendisini büyük kağan ilan
eden Mensur Han, kardeşi Muhammed'e de Arslan İlig ünvanını verdi....Tümünü okumak için linke tıklayınız.
Ahmed Arslan Han, Ortak Kağan Yusuf Kadır Han ve Ali Tigin ile birlik olup, hânedanlık kavgasına son vermek için harekete geçti. Ali Tigin, Mensur'a esir düştü. Yedisu bölgesine yapılan düşman karşı, hasta yatağında mücadele eden Arslan Han, Balasagun'a sekiz günlük mesafede, yüz bin çadırdan fazla gayrimüslim göçebeyi mağlup etti. Tufan'a kadar takip ederek ülkesini korudu. Ahmed Han, bu seferden dönüşünde 1017'de vefat etti.
Ahmed Han'dan sonra büyük kağan olan Mensur Arslan Han ise, 1024 senesinde kendi isteği ile saltanatı Yusuf Kadır Han'a bıraktı. Bu sırada Selçuklular'dan yardım alan Ali Tigin, Buhara'yı zaptetti. Yusuf Kadır Han'a karşı, kardeşleri Ahmed ve Ali birleştiler. II. Ahmed, kendisini 1014'te Muizüddevle lâkabıyla büyük kağan ilan etti. Kardeşi Ali ise, Arslan İlig oldu. II. Ahmed Arslan Han; Balasagun, Hocend, Ahsikas, Fergana ve Özkent'e hâkim oldu. Yusuf Kadır Han, Gazneli Mahmud ile görüştü. İki Müslüman Türk devleti arasında dostluk bağları, evlenme yoluyla da kuvvetlendirildi. Bu görüşmede, Karahanlıları ilgilendiren meselelerin yanısıra, Arslan bin Selçuk ve emrindeki Oğuzların da Horasan'a nakledilmesi hususunda karara vardılar. Sultan Mahmud, bir fırsatını bulup, Arslan bin Selçuk'u yakalattı ve Hindistan'da Kalincâr kalesine hapsettirdi. Bu sırada Ali Tigin, bozkırlara kaçtı ve Mahmud'un ülkesine dönmesi üzerine tekrar Buhara ve Semerkand'a hâkim oldu. Yusuf Kadır Han'ın 1032 yılında vefatıyla, oğulları Süleyman, Arslan Han; Muhammed de Buğra Han ünvanlarıyla devletin idaresini ele aldılar. Bu sırada Ali Tigin de Mâverâünnehir'de kendisini Tavgaç Kara Buğra Hakan ilan etti.
Karahanlı hânedanı arasında kıyasıya devam eden mücadele sonucunda, 1042 yılında ülke kesin olarak ikiye ayrıldı. Nâsır bin Ali'nin oğullarından Muhammed Arslan, Kara Hakanlık mevkiinde Büyük Kağan ve İbrahim de Tavgaç Buğra Kara Hakan ünvanını alarak, Batı Karahanlılar devletini meydana getirdiler. Yusuf Kadır Han'ın oğulları da, Doğu Karahanlı devletini idare ettiler.
Gazneli Mahmud Gazneliler Devletinin
en büyük hükümdarı, Hindistan Fatihi ve büyük İslam kahramanı. 2 Kasım 971
(H.361) tarihinde doğdu. Babası Gazneliler Devletinin kurucusu Sebük Tegin,
annesi ise Zabulistan bölgesinden asil bir ailenin kızıydı.
Daha gençlik yıllarında devlet idaresinde görev almaya başladı ve babasının yanısıra katıldığı savaşlarda cesaret ve zekasıyla kendini gösterdi. Babası Sebük Tegin’in vefatı üzerine, orada bulunan küçük kardeşi İsmail, yerine geçti ise de, Su
...Tümünü okumak için linke tıklayınız.
Daha gençlik yıllarında devlet idaresinde görev almaya başladı ve babasının yanısıra katıldığı savaşlarda cesaret ve zekasıyla kendini gösterdi. Babası Sebük Tegin’in vefatı üzerine, orada bulunan küçük kardeşi İsmail, yerine geçti ise de, Su
...Tümünü okumak için linke tıklayınız.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder